EDEBI TERCUMELER
FİDAN VEZİR KEYANİ. MİKAYIL MÜŞVİQ. (1908-1937) YİNE O BAĞ OLAYDI. Yinе o bağ olaydı, gene yığışaraq[1] siz,O bağa göçeydiniz. Biz de muradımızca felekden kam alaydık, Size komşu olaydıк. Yine o bağ olaydı, seni tez-tez göreydim, Kaleme söz vereydim. Her gün bir yeni nağme, her gün bir yeni ilham, Yazaydım seher[2] akşam. Arzuya bak sevgilim, tellerinden incemi? Söyle yüreğince mi? |
Yine o bağ olaydı, yine size
geleydik, Vay o kalbe ki, boşdur! Her ufukda bir heves, her köşede bir umud, İnsanlar daha me’sud. Duygular daha ince, fikirler daha derin, Yürekler daha serin. İnsanların vakarı, talebi daha yüksek, Yolumuzdan taş, kesek, Temizlenmiş bir az da. Ellerin keyfi sazdır[2], Bu yaz, bir başka yazdır!
Просмотров:
422
|
|
Дата:
29.10.2010
|
Yine o bağ olaydı, yine
o kumlu sahil,
Просмотров:
432
|
|
Дата:
29.10.2010
|
Bu ne güzel şeirdir, bu
ne güzel manzara,
Просмотров:
390
|
|
Дата:
29.10.2010
|
Yine o bağ olaydı,
sevdalar ülkesinde,
Просмотров:
439
|
|
Дата:
29.10.2010
|
Ruh yeni, hayat yeni... O bağa göçeydiniz. Biz de muradımızca felekden kam alaydık, Size komşu olaydıк. Yine o bağ olaydı, seni tez-tez göreydim, Kaleme söz vereydim. Her gün bir yeni nağme, her gün bir yeni ilham, Yazaydım seher[2] akşam. Arzuya bak sevgilim, tellerinden incemi? Söyle yüreğince mi?
Просмотров:
472
|
|
Дата:
29.10.2010
|
FIDAN VEZIR KEYANI. MİKAYIL MÜŞVİQ. HAYAT SEVGİSİ Ah, ben günden-güne şu güzelleşen Işıklı dünyadan nasıl vazgeçim? Bu yerle çarpışan, gökle ellleşen[1] Dostdan, aşinadan nasıl vazgeçim? Dönme bir şebneme yaz[2] seherinde[3], Gönül, güneş gibi parla yerinde! Göklerin laciverd eteklerinde Giden bu kavgadan nasıl vazgeçim?
Просмотров:
409
|
|
Дата:
29.10.2010
|
Bakınız, dan yeri sökülmüş gibi, Dostlar bir cepheye akışmış gibi. Uzakdan-uzağa ham gümüş gibi Ağaran sahradan nasıl vazgeçim? Tabiat zengindir, tabiat hasis, Kullanırken onu, sen ey mühendis, Ben de kart taşlara verdiyim bu hiss, Bu ince manadan nasıl vazgeçim? Bir yanda terlanlar[1], dumanlı dağlar,
Просмотров:
437
|
|
Дата:
29.10.2010
|
Bir yanda keklikler, ayna bulaqlar[1], Bir yanda bülbüller, çiçekli bağlar, Ben şu temaşadan nasıl vazgeçim? Hayat dedikleri bu keşmekeşden, Kalbimde, kanımda yanan ateşden, Geceden, öğlenden, aydan, güneşden, Bu engin fezadan nasıl vazgeçim? Karşımda dalgalı derin bir umman, Ummanı sarsıtır bir acı tufan, Beyaz köpükleri bir çiçek yapan Şiirden, hulyadan nasıl vazgeçim? Yıldızlar fikrimin çırağbanıdır[2], Bulut hayalimin karıvanıdır, Sema ki, hissimin aşiyanıdır, Böyle bir semadan nasıl vazgeçim?
Просмотров:
436
|
|
Дата:
29.10.2010
|
Mehriban[1] sevgilim önümde durdu, Yine şairliyim başıma vurdu, Benden mecnun gibi gönül merakla sordu: -Bu saçı leyladan nasıl vazgeçim? Hezan[2] acısına edip tahammül, Gülün gölgesinde ötende bülbül, - Hayat, hayat!- diye çırpınır gönül. Gönülden, sevdadan nasıl vazgeçim? Sen aldın aşını yeni hisslerden, Ey cavan[3] kalemim, düşme beherden[4], A dostlar, söyleyin, ben bu hünerden[5], Şu tebi valadan nasıl vazgeçim?
Просмотров:
436
|
|
Дата:
29.10.2010
|
FIDAN VEZIR KEYANI. MİKAYIL MÜŞVİQ. KÜLEKLER[1]. Her seher[2], her akşam, her akşam, her seher Çok zaman serseri külekler bihaber[3] Bir yakın dost gibi kapımı döyerler[4], Külekler, külekler, besteci külekler[5], Dünyanı dolaşan bahtiyar külekler! Baziniz korkulu, baziniz korkusuz, Baziniz duygulu, baziniz duygusuz, Baziniz uykulu, baziniz uykusuz, Külekler, külekler,ey serin külekler, Sizde var kokusu her yerin, külekler!
Просмотров:
478
|
|
Дата:
29.10.2010
|
Ey çılgın külekler, neşeniz taşarken, Bağların çiyinden mey sorub coşarken, Nalkıran dağları atlayıb aşarken, Beni de alınız, uçayım dağlara. Gönlümde ne varsa, açayım dağlara! Gürleyin, ilhamım, sanatım gürlesin! Fırtınam, kasırgam, kudretim gürlesin! Şimşeyim parlasın. Zulmetim gürlesin! Ey beni serazad besleyen külekler, Bir dağın başından sesleyen külekler! FIDAN VEZIR KEYANI. MİKAYIL MÜŞVİQ. ANA[1] Ana dedim, yüreğime yanar odlar[2] saçıldı, Ana dedim, bir ürperiş hasıl oldu canımda, Ana dedim, karşımda bir güzel sahne açıldı, Ana dedim, fakat onu görmez oldum yanımda. Ana, ana!.. Bu kelmenin vurgunuyum ezelden,
Просмотров:
414
|
|
Дата:
29.10.2010
|
Onu güzel anlatamaz düşündüyüm satırlar. Ana olmaz bize her bir "yavrum” diyen güzelden, Çünkü onun hilqetinde[1] ayrıca bir füsun var. Başka alem yaşamadım böyle güzel biçimde, Onu kimse güzelliyin cilvesinde yaratmış; Ana, ana... çiçekli bir fidandır ki, içimde Ta ezelden kök salarak, yüreğimde boy atmış. O fidanı bazi vakit istiyorum çekerek, Koparayım göğüsümden, fakat onda varlığım Sızlayarken, sanki bir ses kopub ince ve titrek Bir lisanla söylüyor ki: – Bana deyme, yazığım[2]! Çünkü seni ben besledim, ben büyütdüm, okşadım, Söylediyin sözler ki var beşiğinin üstünde Okuduğum türkülerin gölgesidir, evlatım! Bana mahsus yapraklar var her kitabda, her dinde.
Просмотров:
416
|
|
Дата:
29.10.2010
|
Ne doğru söz yazmışlar ki, görmemişim onu ben, Diyorlar ki, Müşfig, hasta bir tifildin, ananı Baban gibi soğuk eller kucaklara çekerken, Yalnız acı figanların titredirdi her yanı. Şimdi bana her kes: – Anan, baban varmı? – söylese, Diyorum ki, – kapılmadan bir hülyaya, bir hisse – Olan olmuş, geçen geçmiş, şimdi beni yaşadan Bir mukaddes, bir samimi amelim var, bulduğum. İnandığım bir kıble var, o da her gün, her zaman Yorulmayan kollarımla, düşünerek yapdığım Bir alemdir, bir alem ki, semaları kıpkızıl, Yüksekleri, alçakları, fezaları kıpkızıl!
Просмотров:
424
|
|
Дата:
29.10.2010
|
FIDAN VEZIR KEYANI. MİKAYIL MÜŞVİQ. SEVGİLER Sevgi vardır ki, dudaklarda açar güllerini, Sevgi vardır ki, bir az kar gibi, rüzgar gibidir. Sevgi vardır okudur kalbde bülbüllerini, Böyle bir sevgi benim ruhumu okşar gibidir. Sevgi vardır ki, uzakdan bize parlak gözükür, Ona yaklaşmayalım, çünkü o zulmetle dolu. Sevgi vardır ki, düşer yerlere daim sürünür, Öyle bir sevgi de bin türlü hayaletle dolu. Sevgi vardır ki, bahardan bize güller getirir İçi zıkkım ve zehir, koklama, kalbin kanayar. Sevgi vardır yüzü hoş, batini bir korkulu yar. Sevgi vardır bize çok tatlı ameller getirir, Fakat hepsinde karanlık geceler gölgesi var. Sevgilerde karışık bilmeceler gölgesi var.
Просмотров:
542
|
|
Дата:
29.10.2010
|
FIDAN VEZIR KEYANI. ALI KERIM. (1931-1969). QAYTAR[1] ANA BORÇUNU! Bir güzel, bir sevimli oğul büyütdü ana, O bed, uğursuz günü-eşinin öldüğünü, Sezdirmedi hiç ona Hüzünü dalga-dalga doldusa da yüreğe, Lakin ne saç yolarak verdi esen küleye[2], Ne figan etti ana. İçin-için ağlayıb, gülmek öğretdi ona Dayanarak savaşın derdine, belasına Bir oğul büyütdü ki, gur çatmakaş, gen sine[3] Bir oğul büyütdü ki, oğul deyirem sene[4]
Просмотров:
432
|
|
Дата:
29.10.2010
|
Atlını atdan yıkıb rüzgarlarla ötüşür[1] Bakışından kızların yüreğine od[2] düşür Bir oğul büyütdü ki, oğul mekteb bitirdi, Oğul instituta[3] altın medalla[4] girdi. Ana düşündü, "Gör bir kaç aya gitti?!" Ana uykularında tez-tez Bakıya gitti Ana mektub yazdı ki: "Yanıltma gümanımı, O vakit ki, oğlunun gittiği 4 yıl oldu Mektubları kesildi, gelmedi tatil oldu Ana daldıkca daldı, ananın esdi dizi, Ana suçladı hemen tramvayı, denizi. O derdine yenmedi
Просмотров:
456
|
|
Дата:
29.10.2010
|
Yerişi[1] anan vermiş Qaytarsan[2] o sözleri, sözsüz bir lal olursun Qaytarsan o yerişi, yerindece kalırsın Qaytarsan o gülüşü, kıs kıs gülmezsin daha Qaytar, qaytar onları, qaytar koyma sabaha Sen ki, derd verdin, oğul, Oğul demerim Diyorum ki, o boyu, bukunu[3] qaytar geri! Diyorum ki, varını, yokunu qaytar geri! Qaytar onun borçunu, Gülüşünü, adını, sözünü qaytar geri! Qaytar onun borçunu, O borç senin kendinsin, kendini qaytar geri!!!
Просмотров:
415
|
|
Дата:
29.10.2010
|
Yerişi[1] anan vermiş Qaytarsan[2] o sözleri, sözsüz bir lal olursun Qaytarsan o yerişi, yerindece kalırsın Qaytarsan o gülüşü, kıs kıs gülmezsin daha Qaytar, qaytar onları, qaytar koyma sabaha Sen ki, derd verdin, oğul, Oğul demerim Diyorum ki, o boyu, bukunu[3] qaytar geri! Diyorum ki, varını, yokunu qaytar geri! Qaytar onun borçunu, Gülüşünü, adını, sözünü qaytar geri! Qaytar onun borçunu, O borç senin kendinsin, kendini qaytar geri!!!
Просмотров:
400
|
|
Дата:
29.10.2010
|
FIDAN VEZIR KEYANI. HUSEYİN ARİF. (1924-1992). ANALAR. Öyle ki yavrular gelir dünyaya, O günden hey ölçüp biçir analar. Şarkı da söylüyor, şiir de diyor, Besteci analar, şair analar. Katlaşır azapa o bile bile, Yaşıyor sırrını salmadan dile. Makam olur kaldirib ağıtı bile, Şerbetin yerine içir analar. Unutup yılların yorgunluğunu, Hayatta huzuru, evde uykunu. Neşenin azını, gamin çokunu, Yükün ağırını seçir analar. Alnında zamanın açtığı kırış, Başına kar dökür, kar eleyir kış. Ateş sıcağından aralanmamış, Suyun soğukundan geçir analar. Kendim de bilmem ki, Hüseyin, niye, Başımın dumanı çekilir göke. Toprakmı anasız kalmasın diye, Toprağın koynuna göçür analar.
Просмотров:
420
|
|
Дата:
29.10.2010
|
FİDAN VEZİR KEYANİ. MEMMED ARAZ (1933-2004) AYAĞA KALK, AZERBAYCAN! Ne yatmışsın, koca volkan, seninleyim! Ayağa kalk, Azerbaycan, seninleyim! Senden gayri biz her şeyi bole billik[1], Senden gayri biz hepimiz öle billik. Bu Şahriyar haykırışı, Bu Bahtiyar haykırışı, Ayağa kalk, Azerbaycan! Şunu Mezarından baş kaldıran baban diyor: - Ner[2] oğlu, ner, seninleyim! Seninleyim, silah tutan, Külünk tutan, yaba tutan, Öksü tutan, nışanlı er, seninleyim! Seninleyim, kız babası, Nerde naran, nerde sesin?
Просмотров:
499
|
|
Дата:
29.10.2010
|
Nerde antın? Yoksa sen de yatmışlara, batmışlara, Şerefini satmışlara ufalandın? Gözünü sil. Vatan oğlu, ayağa kalk! Ufukuna bir iyi bak, Sınırına bir iyi bak, Sınırının kementine bir iyi bak! Kalk, içinde korkunu boğ, Ölümünle kalımını bir incele, Kalk, içinde tavşanı kov, Kalk, kendini bozkurt eyle! Varım-yokum, seninleyim, Azım-cokum seninleyim, Tatlı uykum, seninleyim, Yıkın beni söz atından, - Atın beni tank altına, Ezin beni hıncım-hıncım[1], Kesmir
Просмотров:
444
|
|
Дата:
29.10.2010
|
Didin beni didim-didim. Atın beni tank altına, Önümdeki bir bebeği hilas edim[1]. Bir kaç seni, bir kaç beni hilas edim. Seninleyim, sözü gamli, Kendi sarhoş rehber adam! 1918-de çarpışırdı, Konuşmurdu ırgat baban, Irgat babam! Uyat bizi, ey yaradan: seninleyim! Ya temamen uyat bizi, Ya yeniden yarat bizi! Ey yaradan: seninleyim! Seninleyim, yatmış[2] volkan! Seninleyim! Ayağa kalk, Azerbaycan, Seninleyim!....
Просмотров:
411
|
|
Дата:
29.10.2010
|
FİDAN VEZİR KEYANİ. ELIAĞA KÜRÇAYLI (1928-1980) VATAN Ben senden bir yeşil budak istedim, Sen bana bahşettin zümrüt meşeler[1]. Ben senden küçük bir oda istedim, Sen bana bahşettin dilber[2] guşeler[3]. Ben senden adi bir hayat istedim, Sen bana çıkardın bin-bin şehire. Ben senden küçük bir kanad istedim, Sen beni uçurdun enginliklere. Ben senden bir demet çiçek istedim, Benimçin dört fesli[4] yaz[5] eyledin sen. Ben senden ilhamlı yürek istedim, Sen bana teb[6] verdin milyon yürekden. Ben senden küçük bir sevinç istedim, Sen bana bahşettin dolgun saadet. Ben senden bir parça bürünc[7] istedim, Sen bana bahşettin hazine[8], devlet[9]. Ben senden istedim açık bir alın, Sen bana bahşettin azamet, vakar. Ben de başı açık, ayağı çıplak, Yolunda can koysam, yine az olar. Belki şuna gore azametlisin- Neyin var vermisin esirgemeden?! Sen bir ana gibi sehavetlisin[10], Anam Azerbaycan, Vatan, can Vatan!
Просмотров:
487
|
|
Дата:
29.10.2010
|